Trump’ın ekonomi politikaları ile ABD’yi ne bekliyor: Dört uzman, dört farklı görüş

“`html

Bir grup yorumcu, Donald Trump’ın yeniden seçilmesinin beraberinde ciddi vergi indirimleri ve düzenlemelerden arındırılmış bir ABD ekonomik büyümesi getireceğini öne sürerken, diğerleri bu politikaların federal bütçeyi tehlikeye atacağını, enflasyonu artıracağını ve uzun vadede ülkenin refah seviyesini sarsacağını savunuyor.

Amerika’nın önde gelen ekonomi tarihçilerinden J. Bradford DeLong, ekonomi profesörü Maurice Obstfeld, politika danışmanı Tara Pincock ve ekonomist Michael R. Strain, gelecek yıl hangi görüşün galip geleceğine dair önemli değerlendirmelerde bulundu.

J. BRADFORD DELONG

Oscar ödüllü yazar William Goldman, Hollywood ile ilgili olarak “Kimse hiçbir şey bilmiyor” demişti. Bu ifade Trump’ın yeni yönetimi için de geçerli.

Trump’ın Hazine Bakanlığı için aday gösterdiği milyarder Scott Bessent, Şubat 2024’ten bu yana süregelen söylentileri doğrular nitelikte açıklamalarda bulunuyor: Trump borsada önceliklerini koruyacak ve onun politikaları hızla etkisiz hale getirilecektir. Bu, Trump’ın dengesiz ifadeleri için endişelenmememiz gerektiği anlamına gelebilir; Bessent ile ekonomi güvende gibi görünüyor.

Öte yandan, eski Hazine Bakanı Larry Summers, durumu daha ciddi değerlendiriyor. Finans piyasası katılımcılarının kendileri için faydalı olanı hayal ettiklerine dikkat çekiyor. Bu durum, Trump’ın gerçekleri göz ardı etmesine ve bunun sonuçlarını görmezden gelmesine yol açıyor. Son röportajında, ‘piyasa fiyatları düşmezse’ ifadesini kullanarak başarılı olup olamayacağına dair endişelerinde, daha iyi bir tedarik zinciri ve enerji beklediğini belirtiyor.

Görünüşe göre, Trump’ın düşündüğü bu tedarik zinciri sorunları ise onu beklediği kadar basit olmayacak.

Ayrıca, elektrikli araçlar konusundaki görüşleri çelişkili; Joe Biden yönetiminin araç zorunluluğunu ‘felaket’ olarak değerlendirmekte ve Elon Musk’ın kendisine sağladığı destekle kendini çelişkili bir pozisyona sokmakta.

Gerçek dünya şartları, düşük enerji fiyatlarının market fiyatlarını doğrudan düşüremeyeceğini ve tedarik zincirlerindeki bozulmaların geçici olmayacağını gösteriyor. Ayrıca, üreticilerin artan talebi desteklemesi için elektrikli araç sübvansiyonları, iklim değişikliğiyle başa çıkmanın önemli bir yolu olarak öne çıkıyor. Trump’ın bu konulardaki yanılsamaları gerçekçi olmayabilir.

Trump’ın ilk dönemindeki vergi indirimleri, beklenenin aksine yatırımları artırabilmiş değil; bunun yanı sıra Trans-Pasifik Ortaklığı anlaşmasının iptali, ABD’nin küresel ticarette daha zayıf bir konuma düşmesine neden oldu. Ayrıca, yapılan bazı değişikliklerle en kötü ticaret anlaşması olarak bilinen NAFTA’nın, daha iyi bir anlaşmaya dönüştüğünü söylemek de yanıltıcıdır.

*Plütokrat: İnsanları zenginliğine göre yönlendiren kimse.

*Kleptokrat: İktidara el koymuş bir grubun ülke kaynaklarını sistematik olarak sömüren kişi veya grup.

MAURICE OBSTFELD

Bazı ABD başkanları Beyaz Saray’a ekonomik krizler ile gelirken, Trump’ın durumu ise oldukça farklı. Trump, ülke ekonomisini etkileyebilecek radikal değişikliklerle yola çıkmayı düşünüyor. Ancak, bu değişiklikler mevcut sorunları daha da derinleştirme ve yeni sorunlar yaratma potansiyeline sahip. Trump ekonomik toparlanma diliyor ama bu toparlanma kısa sürede kaybolabilir ve büyük olasılıkla kötü bir sonuçla noktalanabilir.

Tarife politikaları ile başlayan bu süreç, Trump’ın Çin dışındaki ülkeler üzerinde etkili olmayı amaçladığı %60’lık gümrük vergisi önerisiyle şekilleniyor. Meksika ve Kanada gibi ülkeler, uyuşturucu ve göç akışını engellemezse %25 gümrük vergisiyle tehdit ediliyor.

Bu durumda, Trump’ın gümrük vergisi stratejisinin nasıl uygulanacağı, büyük bir merak konusu. Gümrük vergileri aynı zaman diliminde mi uygulanacak, yoksa aşamalı mı olacak? Ticaret ortakları nasıl tepki verecek? Bu soruların yanıtı, küresel ticaretin geleceği açısından belirleyici olacak.

Küresel ticaretteki dengesizliklerin hızla düzelmeyeceği açık. Trump’ın tarifelerinin hedeflerine ulaşması oldukça düşük bir ihtimal. Bu tarifeler, işletmelere ve hanelere yüksek maliyetler getirebilir. Bununla birlikte, Trump ve destekçileri tarafından doları zayıflatma ihtimali gündeme getiriliyor ki bu da enflasyonu artırarak faiz oranlarını yükseltebilir. Bu durum, başkan için düşük olabilir.

Ancak, bu politikaların ABD dolarının küresel hakimiyeti üzerinde nasıl bir etkisi olacağı hala belirsiz. Trump, teşvik gerektirmeyen bir dizi vergi indirimine gitme sözü verirken, maliyetin federal açıkların daha da büyümesine neden olacağını unutuyor; tahminler, bunların on yıl içerisinde 7,75 trilyon dolara ulaşacağını gösteriyor. Ancak Trump, Sosyal Güvenlik veya Medicare yardımlarını düşürmek için bir plan açıklamamış durumda.

2025 yılı bütçesi için Cumhuriyetçi Kongre üyeleri, uzlaşma sürecini kullanarak bu durumu çözmek için çaba harcayacaklar. Belirlenen bütçenin Trump’ın önceliklerine ne ölçüde uyacağı, ilerleyen dönemde netleşecek.

Bunun yanı sıra, Trump’ın göç politikalarının da enflasyona olumsuz etkisi olabilir; toplu sınır dışı etmeler gibi uygulamalar, 2025’ta etkili olmaya başlayacak ve bu durumların kapsamı henüz belli değil.

2026 ara seçimlerine kadar, Trump’ın politikalarının ABD ekonomisinde nasıl bir değişim yaratacağı netleşebilir. Ancak şu an için, bir popülist ekonomik döngü içinde kalma olasılığı görünüyor: Önce bir patlama, ardından enflasyon ve mali kriz ile karşı karşıya kalabiliriz.

Sonuç olarak, dünya da bu gelişmelerden etkilenmek zorunda kalacak.

TARA PINCOCK

Trump, ekonomik politikalarını başarıyla uygularsa, büyük bir kitle Amerikalı için olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilir. Trump’ın önerdiği düzenleme ve vergi kesintilerinin gerçek büyümeye katkı sağlayacağını savunanlar, “sızma ekonomisi” adı verilen ve zaten geçmişten beri etkisini göstermiş bir düşünce yapısına bağlı kalıyorlar.

Son 40 yılda, bu tür politikaların neticesinde 50 trilyon dolar, en düşük gelir grubundan en üst gruba büyük bir transfer sağladı. Günümüzde gelir eşitsizliği, Amerika’nın en yüksek seviyesine ulaşmış durumda; asgari ücret belirli oranlarla yükseltilmezken, fazla mesai ödenmesi ve sendikalar konusunda da çözüm bulunamıyor.

Düzenleme ve vergi kesintilerinden kimler yararlanmakta? En alttaki %90’lık kesim değil. Tam zamanlı çalışan Amerikalıların neredeyse yarısı, temel ihtiyaçlarını karşılayacak kadar bile kazanç sağlayamıyor. Hisse senetleri yükselirken, birçok kişi yaşam mücadelesi veriyor. Temel gereksinimlerini karşılayamayan vatandaşlar arasında yoksulluk had safhada. Zenginlerin üzerine yük bindiren vergi kesintileri ve sosyal yardım sistemlerinin daralması, Amerika’nın daha iyi bir durumda olacağını düşündüren bir yaklaşım, mantıksız görünüyor.

Tarih, uzun vadeli refahın yalnızca alttaki kitleye odaklanıldığında sağlandığını gösteriyor; bu da Trump döneminin gerçekte gerçekleşmeyeceği anlamına geliyor.

MICHAEL R. STRAIN

ABD ekonomisi, potansiyelinin üzerinde bir büyüme sergiliyor. İşgücü piyasası oldukça sıkışık, ve iş gücüne olan talep mevcut arzı aşıyor. Ücretler bir yılı aşkın süredir, tüketici fiyatlarından hızlı bir artış göstermekte ve bu durum hane halkı harcamalarına destekte bulunmaktadır. İşletme yatırımları için görünüm olumlu.

Trump, Ocak ayında göreve başladığında bu şartlarda bir ekonomi devralacak. Ancak göreve başladıktan sonra hangi yolda ilerleyeceği onun tarihini yazacak. Eğer yerli enerji üretimini artırmaya, işletme vergilerini aşağı çekmeye ve açığı artırmadan düzenlemeleri azaltmaya odaklanırsa, bu dönemde önemli bir ekonomik lider olarak anılabilir.

Eğer Trump, diğer bir yol olan bütçe açığını artırarak 2025’te haneler için vergi indirimleri sağlamaya çalışırsa, bu durumda farklı bir şekilde hatırlanacağı aşikar. Bu tür bir yaklaşım, faiz oranlarının yükselmesine neden olabilir ve ticaret savaşlarının belirsizliği, yatırım çevrelerini olumsuz etkileyebilir.

Trump, hisseleri ve borç piyasalarındaki gelişmeleri takip ederek, büyüme yanlısı politikalar izlemek suretiyle eleştirmenlerini de şaşırtabilir. Yine, IRA‘sının iptali, bütçe açığını artırmadan gerekli geliri sağlamak için bir yol sunabilir. Trump, Fed Başkanı Jay Powell ile olan ilişkisini de yumuşatmış durumda.

Trump’ın başkanlık döneminin ilk aylarında iki önemli konuya dikkat etmekte fayda var: Hangi politikaları izleyeceği ve finansal piyasalara büyüme karşıtı uygulamalara izin verip vermeyeceği.

Çeviri

“`

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

esenyurt escort
beylikdüzü escort
istanbul escort
bahçeşehir escort
bakırköy escort
şirinevler escort
şişli escort
esenyurt escort
avcılar escort
beylikdüzü escort
esenyurt escort
beylikdüzü escort
beylikdüzü escort
taksim escort
bakırköy escort
beylikdüzü escort
Ümraniye Escort
Ataşehir Escort
Maltepe Escort
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx xxx